Min Yeon Pekin sokaklarında dolanırken daha dilini yeni yeni öğrenmeye başladığı bu yabancı ülkede kendini hiç olmadığı kadar yalnız hissediyordu.
Yanında ne konuşabileceği bir arkadaşı vardı ne derdini paylaşabileceği bir annesi. Annesi geçen ay sevdiği adamla dünya evine girip Amerika’ya taşınmıştı. Kızını da beraberinde götürmek istemiş fakat MinYeon sevdiği şehirden ve babasından uzak kalmayı göze alamadığı için Seoul’de kalmayı tercih etmişti.
Babası geçen hafta iş dolayısıyla Pekin’e gideceğini söylediğinde MinYeon’da değişiklik olur diye babasının peşine takılmıştı.
MinYeon babasının yine bir iş toplantısına katıldığı bugün de kendini Pekin sokaklarına atarak biraz bu şehri tanımak istiyordu.
Yaya geçidinde yeşil ışığın yanmasını beklerken yanında hararetle tartışan iki gence kaydı gözü. Ne dediklerini tam olarak anlamasa da cümle arasında Super Junior adını duyduğuna emindi. Çat pat Çince’siyle anladığı şeyler Cumartesi günü konser hemde Super Junior’un. Bu mümkün olabilir mi. Super Junior M ekibi Minyeon’un şansına Çin’de konser vereceklerdi. Hemen kızların peşine takıldı onlara konser biletlerini nereden alabileceğini soracaktı ki kızların başka konuya geçtiklerini fark etti. Gene de yılmak yok deyip selam verdi.
“Çok güzel” diye püfledi Minyeon. “E yani Super Junior biletlerinin bugüne kadar kalabileceğini düşünmen aptallıktı tabi” diye de söylenmeden edemedi. MinYeon şansının bu sıralar pek ondan yana olmadığını fark edip vitrinlere baka baka yürümeye devam etti.
İlerde bir park gördüğünde ayaklarına kara sular indiğini fark etti ve kendine dinlenme hakkı tanıdı. Pek de kalabalık olmayan parkta bir banka oturdu.
Çantasından mp3’ünü çıkarıp her birini birbirinden ayırt edemeden sevdiği grubu Super Junior’un No other şarkısını açtı. Başını gökyüzünü çevirerek şarkıyı bir yandan mırıldanıyor bir yandan da şarkıya kendi hayal dünyasında bir klip çekiyordu.
Şarkı bittiğinde havada kara bulutlar belirmeye başlamıştı. Birkaç yağmur damlası yüzüne düştüğünde mp3’ünde çalan şarkı grubun en sevdiği şarkılarından biri Bonama’ydı.
Yağmur çiselediği için parkta olan birkaç kişi de kalkıp gitmişlerdi. Parkda yalnız kaldığını anlayan MinYeon en sevdiği şeyi yapacaktı, oppalarının şarkılarına yeniden klip çekmek!
Çantasını bankın üzerine bıraktı ayağa kalkarak bunca zaman sürekli kliplerini izlemekten ezberlediği bonamana dansını yaparak şarkıya eşlik ediyor, ve sözlerini yüksek sesle söylüyordu.
O sırada yolun kenarında bir araba durmuş içerisinde iki kişi oturuyordu. Birisi elinde telefon biriyle görüşme yapıyor, diğeri de parkta çılgınca dans edip bağıran genç kıza gülümseyerek bakıyordu. “Bu dans hareketleri neden bana bu kadar tanıdık geliyor” diye geçirdi içinden gülümserken.
Arabadan şemsiyeyi alıp dışarıya çıktı. Parkta dans eden kızın yanına gitti. Genç kız artık dans etmeyi bırakmış yüzünde kocaman bir gülümsemeyle Shining Star şarkısını seslendiriyordu, bir yandan da kollarını iki yana açmış dönüyordu.
Genç kız her dinlediğinde ayrı alemlere gittiği Shining Star şarkısı çalmaya başladığında bağıra çağıra şarkıyı söylerek tüm yalnızlığını atmaya çalışıyordu. Şu an dünyada ondan başka kimse yoktu. O ve 12 tane meleği.
MinYeon o sırada kendine yaklaşmakta olan genç adamı fark etmediği için dönerken kolu genç adamın şemsiyesine çarptı ve bir anda duraksadı. Başının dönmesini engellemeye çalışarak karşısında keyfini bozan koca gözlüklü, adama baktı.
SungMin arabadan şemsiyeyi alıp çıkan Kyuhyun’a bakarken bir yandan da menajerine arabanın durumunu anlatıyordu.
Kyuhyun genç kıza yaklaştığında genç kız onu fark etmemişti bile. Yüksek sesle yüzünde kocaman bir gülümseme ile Shining Star şarkısını söylüyordu. Yüzünde bir gülümseme belirdi. “Bir Elf” diye geçirdi içinden gülümserken. Genç kız kendi etrafında dönerken Kyuhyun’un şemsiyesine çarpmış belli ki bu yüzden sinirlenmişti.
Çince “Önünüze baksana” diye saçma bir cümle kurdu genç kız belli ki Çinli değildi. KYu genç kızın yüzünü incelediğinde Koreliye benziyor diye düşünüp “Koreli misiniz?” diye sordu. Genç kız karşısındaki delikanlının kendisni Korece Korelimisiniz diye soruşundan kuşkulanıp etrafa bakındı ve ilerde arabada birinin onlara baktığını ve telefonla konuştuğünü fark etti.Hemen aklında yanıp sönmeye başlayan tehlike lambalarını fark etti ve Japonca “Ne diyorsunuz anlamadım” dedi ve devam etti “ Ben Japon bir yıldızım, şu an burada klip çekimi yapıyoruz tüm sahneyi mahvettiniz” diye de sitemle sözünü devam ettirdi. Kyu ayak üstü 10 tane yalan söyleyen bu kızın halinden endişeli olduğunu fark edince açıklama yapma ihtiyacı hissetti. “Yanlış anladınız Super Junior grubunun şarkısını söylüyordunuz da Korece telaffuzunuz da baya iyiydi sizi Koreli zannettim” dedi kendini belli etmemeye çalışarak.
Genç kız bankın üzerinden aldığı çantasını kapıp hızlı adımlarla yabancının yanından uzaklaştı. Geriye baktığında o kişinin de arabaya geri döndüğünü görünce derin bir nefes aldı ama yine de adımlarını sık atarak hızına ivme kazandırdı.
- Bölüm Sonu
((Biricik Çingum'a <3))
This comment has been removed by the author.
ReplyDeleteçooookkk teşekkür ederim çingum :D bitanesinn ♥♥♥ çok güzel bi bölüm olmuş ellerine sağlık :D diğer bölümleri merakla bekleyecem :D
ReplyDeleteBeğenmene sevindim çingum:)
ReplyDeleteAa burda yorum bırakmışsın çok mutlu oldum <3
Yeni bölüm çok yakında^^
her bölüm için yorumum olacak inşallah :D sadece 'yorumsuz' yazsam bile :D:D
ReplyDeletehehe o zaman sayende bloğum yorum görecek ha:D
ReplyDeleteayy mutlu oldum hehe