Wednesday, July 13, 2011

ÇAKMA STAR-2.Bölüm "Ne Star Ama, Çakma Star"


Genç kız parktan uzaklaştığında cebinden telefonunu çıkarıp saatine baktı. Saat nerdeyse 4 olmuştu, acaba nerde lezzetli bir akşam yemeği yiyebilirim diye düşünürken üstünün yağmurdan dolayı ıpıslak olduğunu fark etti ve otele dönüp en azından üstünü değiştirmeye karar verdi.
Çok da uzakta olmayan otele üstü sırılsıklam olduğu için taksiyle gitmeye karar verdi. Yaklaşık 10 dakika sonra otele vardığında  odasına çıkıp, üstünü değiştirdi.Minyeon, belki babamın akşam yemeğinde randevusu yoktur diye düşünüp tam babasını arayacaktı ki telefonu çaldı. Arayan babasının yardımcısı Kanghyuk ajussi idi.
...
Minyeon telefonu kapattıktan sonra kendini hemen duşa attı. Bu akşam Pekin’in en ünlü restoranlarından birinde babasıyla birlikte bir akşam yemeği yiyecekti. Her ne kadar yemeğin konsepti iş yemeği olsa da Minyeon için babasıyla geçirdiği tüm zamanlar çok değerliydi.
Duştan çıkıp da saçlarını kuruladıktan sonra, bu akşam için giyebileceği uygun bir kıyafet seçmeye çalışıyordu getirdiği kıyafetleri arasından.Kıyafetlerine baktığındaysa tam bir umutsuz vaka olduğunu kabul etti, düşmüş bir suratla. Renkli pantolonları ya da şalvar tipli eteği kesinlikle bu akşam giymek için uygun kıyafetler değildi. . Babasının kızı olarak babasının yanına yakışacak hoş bir imaj çizmeliydi bu akşam. Çıkıp alışveriş yapmayı düşündü ama saat çoktan 4.30 olmuştu ve babası 5.30 da gelip onu otelden alacaktı.
Son bir ümitle diğer dolabın kapağını açtığında , siyah, üzerinde sarkık iplerle renkli boncuklar dikilmiş, boyu diz kapağına kadar olan eteği gözüne ilişti ve aklına birdenbire bu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fikir geldi.
Makyaj çantasından makasını alıp etekteki tüm boncukları tek tek, içi cız ede ede ipleriyle keserek eteği düz siyah bir eteğe dönüştürdü.Her ne kadar bu eteği sırf bu renkli boncuklarından sebep almış olsa da böyle bir durumda başka bir seçeneği kalmamıştı.
Biraz hüzünle, biraz umutlu eteği hemen üzerine geçirdi. Üstlük olarak da siyah bisiklet yaka streç bir tişört giydi.
Kıyafetine renk katabilmek için dün annesine hediye etmek için aldığı nil yeşili fları boynuna taktı.
Aynada gördüğü görüntüden memnun bir şekilde makyaj masasına oturup makyaj çantasını açtı. Gözlerine rimel ve dudaklarına parlatıcı sürerek bu akşam saf masum kızı oynamaya karar verdi.
Babasının gelmesine daha 20 dakika vardı ama MinYeon akşam için hazır hale gelmişti bile. Lobiye inip babasını orda beklemeye karar verdi. Lobide bir koltuğa oturup babasını beklerken resepsiyon görevlisi bayan ile konuşan iki delikanlıya kaydı gözü ve “şu sağdaki uzaktan ne kadar da Ryewook oppaya benziyor öyle” diye düşünüp biraz daha yakınlarına gitmek için oturduğu yerden kalktı.
Yaklaştığındaysa Ryewook sandığı kişinin gerçekten de Ryewook olduğunu anlayınca kalp atış ritmi bir anda iki katına fırladı.
Heyecandan olduğu yerde takılı kalan Minyeon, Ryewook’un yanındaki kişinin de arkasını dönmesiyle kalp ritminin artık son seviyeye çıkmasına engel olamadı çünkü tüm erkek güzelliği ile Siwon ve tüm sevimliliğiyle Wookie karşısında duruyordu. 
Wookie resepsiyonistle konuşurken Siwon lobideki insanları süzüyordu ve o sırada ağzı iki karış açık kalmış ama yüzünde mutlu bir ifade olan genç kızla göz göze geldi. Genç kız o an iradesini tekrar eline alabildi ve yakışıklı oppasına doğru hareket ettirdi ayaklarını. Siwon’un  ona bakıp gülümsüyor oluşundan destek alarak selam vermeyi başarabildi oppasına.
Siwon karşısındaki kızın, kekeleyerek verdiği selamdan, bir elf olduğunu anladı ve yüzündeki gülümsemeyi daha da canlandırarak genç kıza selam verdi.
Siwon Ryewook’a dönüp “bak burada bir hayranımız var” diyecekken Ryewook Minyeon’a çoktan elini uzatıp selam vermişti.
Genç kız gözlerini Siwon'dan Ryewook’a çevirirken Wookie’nin gülen gözlerinin karşısındaki kalbinin tıpkı yavru bir serçe gibi kanat çırptığını fark etti. Bunca zaman onlarla imkan bulupta tanışabilme hayali kuran Minyeon, meleklerinden ikisi karşısındayken bunca zaman kurup durduğu tanışma sahnelerinin hepsi aklından uçup gitmişti. O sırada gelen Donghae ve Kyuhyun  ile birlikte Minyeon artık bir rüyada olduğunu düşünmeye başlayıp sol koluna bir çimdik attı.
Minyeon, Kyuhyun ve Donghae’ye daha bir şey söyleyemeden, Kyuhyun eliyle Minyeon’u işaret ederek “Sen! Sen bugün parkta yağmurda dans eden kızsın” dedi ve gülümsedi. Minyeon’un aklına, bugün parkta yanına gelen adam geldi ve şimdi fark etti ki o Kyuhyun’dan başkası değildi. “Yok artık ben iyice saçmalamaya başladım. Ne garip bir rüya oldu bu böyle” diye söylenirken “ madem bu bir rüya bari oppalarıma bu rüyada sarılayım, bir daha nasıl böyle bir rüya göreceğim ki” diye olanları anlamlandırmaya çalışırken bir yandan da fırsattan istifade etmeye çalıştı. Minyeon’u balık gözleriyle izleyip yüzüne gülümseme oturtan Donghae hayranının omzuna dokundu ve “merak etme rüya değil” diye karşısındaki genç kızı inandırmaya çalıştı. Ryewook ve Siwon’da Donghae’nin söylediklerini başlarıyla onaylarken Kyuhyun yüzünde muzip bir gülümsemeyle genç kızı süzüyordu.
O zaman bunu imzalı resimlerinizi vererek kanıtlayın lütfen” diye istekli gözlerle tek tek Donghae, Kyuhyun, Ryewook ve Siwon’a baktı.
Donghae çantasını açıp bir resim çıkartırken Kyuhyun, “ Sende Japon bir şarkıcıyken neden imzamızı istiyorsun ki” dedi gözlerini kısıp karşısındaki genç kızın tepkisini merak ederek. Donghae “Japon bir star mısınız? “ diye sordu gülümseyen bir yüzle. Minyeon ise fishyciğinin ona gülümsüyor oluşunun verdiği şoku  Kyuhyun’un evilliği ile atabilmişti. “
“Ya ya ne star ama, çakma star.”

5 comments:

  1. harika bi bölüm daha :D süpersin çingum :D oppişim kendisine yakışır evilliğini yine meydana çıkardı :D

    ReplyDelete
  2. :))
    Eee kyu'dur işte evillik yapmadan durabilir mi?
    :D

    ReplyDelete
  3. :) Bakalım ne eviller yapacak daha yoksa evilliği acı çekmesine mi sebep olacak
    Ya da acaba başka neler olacak:D

    ReplyDelete
  4. Yalnız bunları yazıyorum ama sanmaki aklımda planlar var şu an aklımda sıfıra sıfır elde var sıfır:D

    ReplyDelete