Tuesday, July 19, 2011

ÇAKMA STAR-3.Bölüm-Birine mi benzettin?


Minyeon Kyuhyun’un muzip bakışları karşısında bir Donghae’ye, bir Ryewook’a, bir de Siwon’a baktı. Hepsi meraklı gözlerle MinYeon’a bakıyordu.
Minyeon ise durumu nasıl toparlayabileceğini düşünürken aklına her zamanki yöntemi gelmişti yine.
Kyuhyun’a dönerek “Oppa, birine mi benzettin beni? Ah ne kadar şanslı olurdum seninle daha önce tanışmış olabilseydim. Ama olsun bugün 4’ünüzle birlikte karşılaşmak, ah tıpkı rüya gibi” derken bir yandan gözlerini kısmış başı dik hayal alemindeymiş gibi rol yapıyordu.

Kyuhyun karşısındaki kızın bugün parkta gördüğü kız olduğuna bu kadar eminken, genç kızın, söylediklerinin doğruluğunu ispatlayan hal ve hareketleri genç adamın kendisinden şüphe etmesine sebep olmuştu.

Kyuhyun burnunu kıvırarak “Benzettim heralde.” Derken Donghae çantasından resim çıkartıp imzalayarak karşısında, gülen gözlerle ona bakan genç kıza uzattı. Minyeon fishyciğinin ona verdiği imzalı resmi bir çırpıda kaparak gülen ve yalvaran gözlerle diğerlerine tek tek baktı. Kyuhyun’a baktığında ise içinden birde özür diledi. “Oppa, mianhe (özür dilerim). Sana yalan söylemek istemezdim. Ama inanır mısın evil halin seni daha çekici yapıyor.” bunu düşününce gülümsemesine engel olamadı.
Ryewook’un da imzalı resmini aldıktan sonra Siwon’a dönüp “Oppa sen iki tane imzalı resim verebilir misin?” diye sordu. Siwon’un yüzünde kocaman bir gülümsemeyle ortaya çıkan gamzesinin, kalp atışlarına tekrardan ivme kazandırdığını hisseden Minyeon açıklama yapma gereği hissetti. Benim TripleS bir arkadaşım var ama senin için ölüp bitiyor. Bu imzalı resmi benden alacağı kesin. O yüzden birtane de kendim için istiyorum.” Dedi. Siwon sürekli duyduğu kelimeleri tekrardan duyuyordu. Aslında ne kadar yakışıklı olduğunu duymak Siwon’u bunaltan şeylerden biriydi.
Ama karşısındaki sevimli hayranını kıramayıp ikinci bir imzalı resim daha verdi. Siwon’dan da imzalı resimleri kapan MinYeon Kyuhyun’a dönüp, “Oppa, sende bana güzel bir imzalı resmini verir misin?” dedi yüzünde masum bir ifadeyle. Azönce söylediği yalanın pişmanlığını hissediyordu hala.
Kyuhyun iki tane resim imzalayıp karşısındaki genç kıza uzatırken “eminim arkadaşın benim de hayranımdır. Ben sana ikinci resmi istemeden veriyorum.” dedi koltukları kabarmış başı dik bir şekilde. Minyeon gülümseyerek “aslında senin çocuk gibi olduğunu düşünüyor" deyince Kyu'nun yüzündeki düşüşü görür görnez "ama  imzanı başka bir elf arkadaşıma doğum gününde hediye edebilirim, heralde onun için en güzel doğum günü hediyesi bu olur" diye kırdığı potu düzeltmeye çalıştı.
Kyuhyun karşısındaki kızın, egosunu incitmiş olmasını yok sayarak “emin misin benden hoşlanmayacak kız var mıdır bu dünyada?” dedi alaycı bir bakışla.
O sırada kapıdan giren minyeon’un babası kızının 4 delikanlı ile konuştuğunu görünce yanındakilerin kim olduğunu merak ederek yanlarına gitti. Yanlarına geldiğinde kızının hayran bakışlarla yanındaki delikanlılara baktığını gören babası, 4 genci süzünce; kızının hayran olduğu Super Junior grubunun üyeleri olduğunu fark etti.
Bu sırada Siwon hayranından müsaade isteyerek diğerlerine “Gitme zamanı, diğerleri bizi bekliyor.” Dedi saatine baktıktan sonra.

Genç kız hayranı olduğu 4 delikanlının arkalarını dönüp gidişlerini izlerken sağ taraftan gelen babasını fark etmemişti. Kızıyla uğraşmayı seven JiSub, “bunlar şu futbol takımından değil miydi?” diye gülerek kızının dalgın bakışlarını üzerine çekmeyi başardı.
Minyeon’un bu gece için böyle hoş giyineceğini tahmin etmeyen Jisub, kızının elini tutarak “bu akşam, güzel kızım benim için ne hoş giyinmiş.” Diye iltifat etmeyi de unutmadı.
Hayranı olduğu 4lünün arkasından bakarken babasının kendisiyle hem dalga geçip ardından da iltifat etmesi üzerine babasının yanağına kocaman bir öpücük kondurdu ve “Appa, gitmiyor muyuz?” diye sordu kocaman gülen gözlerle.

Güzel geçen akşam yemeğinden sonra otele döndüklerinde yorgunluktan kendini direk duşa atan MinYeon, akan suyun altında bugün başından geçen tatlı ve komik maceraları düşündü. Bugün kesinlikle dünyanın en şanslı insanı olduğunu düşünüyordu. Tabi söylediği tatlı yalanları aklına bile getirmek istemiyordu.

Duşunu alıp saçlarını kuruladıktan sonra pijamalarını giyip yatağa uzandı. Kulaklığını takıp mp3’ünü açtığında  Kyu’nun Pasta dizisini izlerken sürekli duyduğu sesi geldi kulaklarına ‘Listen to You’. Bu şarkıyı her dinlediğinde “Şep” diyerek bir gülümseme otururken yüzüne; bu sefer bugün Kyu’ya söylediği yalanlar geldi aklına ve kendi kendine güldü.

Yataktan kalkarak balkona çıktı, gökyüzüne baktı. Yıldızlarla donanmış gökyüzü, yarın havanın ne kadar güzel olacağını müjdelerken, MinYeon gününün şu gökteki yıldızların bile kısakanabileceği bir güzellikte geçtiğini düşündü.
Şarkıya eşlik etmeye başladığında yan balkonda sessizce onu dinlemekte olan delikanlıdan habersizdi.
Kyuhyun oyununun başından kalkmış, balkona biraz temiz hava almak için çıkmışken yan balkonda kendisinin şarkısını söyleyen kızı izlemeye başladı. “Bu kız kesinlikle tam bir yalancı “diye geçirdi içinden.”Sabah ki kız olduğuna eminim. Sesi bile aynı” diye devam etti düşünceleri.
Genç kız gökyüzüne karşı şarkı söylerken birden dönüp yan balkona baktı ve onu dikkatle izleyen Kyuhyun ile göz göze geldi. Minyeon yaşadığı şokla nefes almayı unuturken, Kyuhyun, Minyeon’a göz kırparak “Sen olduğunu biliyordum.” Dedi.
Minyeon yalanının ortaya çıkmasıla rezil olduğuna mı yoksa Kyu’nun onun tam bir yalancı olduğunu düşünmesine mi üzülmesi gerektiğine bilemedi.
Kekeleyerek konuşmaya başlamadan önce kulaklığını çıkararak “Şey ben, ben aslında…” cümlenin sonunu getiremeyince de başını önüne eğip “Ben özür dilerim. Ama Donghae oppa bana öyle bakarken ‘aslında Japon bir şarkıcı değilim’ diyemedim.” Dedi ve kafasını kaldırıp da baktığında Kyu’nun orda olmadığını görünce, “Delirmeye başladım galiba, az önce burada değil miydi? Yoksa tüm gün yaşadıklarım böyle bir hayalden mi ibaretti.” Diye korkuyla içeriye koşarak çantasından bugün aldığı imzalattığı resimleri aldı. Ve her birini tek tek öperek, “hiç olmazsa bu kısmı doğruymuş” dedi.
 “Allahım söylediğim yalanlar için özür dilerim ne olur beni affet, delirmek istemiyorum.” Diye gözlerini kapamış yalvarırken kapının sesiyle gözlerini açtı.
Kim geldiği hakkında en ufak bir fikri olmadan kapıya yöneldiğinde “kimsiniz?” sorusunu yöneltti ve duyduğu cevap kalbinin tekrar hareketlenmesine sebep oldu.

“Cho Kyuhyun”
-Bölüm Sonu-

Çingukum bu bölüm biraz sıkıcıydı özür dilerim:( İnşallah bir dahaki bölüm daha güzel olur.

No comments:

Post a Comment