Monday, February 20, 2012

Geçmişteki bir anı ---7.Bölüm

7.Bölüm

yuri’ye yaptığı yardım teklifinin geri çevrilmesi üzerine salona geri dönen Yoona, üzerinde hissettiği yorgunluğu atmak için koltuğa uzandı. Cebindeki telefonla tekrar yengesini arayıp tekrar mesaj sesini duyduktan birkaç dakika sonra ise gözlerinin kapanmasına müsaade ederek kendini tatlı uykunun kucağına teslim etti.

Giden arabanın arkasından bakan Siwon bu geçen kızdan gerçekten çok hoşlanmıştı ama giden gitmiştir gittiği gün bitmiştir felsefesine sahip biri olarak kendine bir kere bile dönüp bakmayan bu kızı merak edecek değildi ya. Ama aklında takılmadan edemiyordu işte “Benim gibi birisini nasıl görmezden gelebilir ya” diyerek de içi içini yiyordu.

Ji-min’e dönerek “Bugün yakışıklı değil miyim?” diye sordu ciddi ciddi. Ji-min ise yüzüne oturan koca gülümsemeyle birlikte “ Oppa bugün de her zamanki gibi harikasın.” Dedi. Siwon etrafındakilerden sürekli böyle sözler duymaya alışıktı e madem bugün de her zaman ki gibiydi de “Neden dönüp bakmadı ?” diye söylendi.

“Ne dedin, oppa?” diyerek soran gözlerle bakan Ji-min’in neden burada olduğunu hatırladı, arkadaşının –aynı zamanda Ji-min’in kuzeni- kendinde olan kitabını Ji-min’e verecekti.

Neden ShiWoo’ya değilde Ji-min’e verdiğini de artık biliyordu her seferinde benzer bahaneleri kullanıyordu Ji-min Siwon’a yakın olabilmek için.

Siwon Ji-min’i gönderdikten sonra biraz televizyona baktı ama televizyonda ilgisini çeken bir şeyler bulamayınca odasına çıktı. Annesi ve babası bu sabah bir arkadaşları vefat ettiği için Busan’a gitmişlerdi.

İki gün sonra üniversite hayatına başlayacaktı ama içinde en ufak bir heyecan bile yoktu  “Her zaman yaşadığım şeyleri yaşayacağım” diye düşünüyordu.”Etrafımdaki kızların çoğu benden hoşlanacak, kendilerini güzel göstermek için halden hale girip beni kendilerine aşık etmeye çalışacaklar” fikri geçiyordu aklından. Bugüne kadar hep böyle olmuştu.

Bugüne kadar ilgi gösterip de ilgi bulamadığı tek bir kız bile olmamıştı. Ama bugüne kadar sınıf arkadaşlarının hiç biri ile gönül macerası yaşamamıştı çünkü arkadaşlarının üzülmesi en son isteyeceği şeydi.

Komidinin üzerindeki pembe ahşap arabaya baktı. Çocukluk arkadaşı Yoona geldi aklına. Onu tekrar görmeyi çok istiyordu hatta bir keresinde Amerika’ya bile gitmeyi düşünmüştü ama işte düşüncede kalmıştı sadece.

Yüzü koyu yattığı yatakta yüzünü pembe ahşap arabasına çevirmiş: “Bu dünyada benim için en anlamlı hediye sensin.” Dedi kısık sesle.

Tanımadığı birini özlüyordu. Hayatının ilk 6 yılını onunla birlikte geçirmişti fakat ne kötüdür ki bu 6 yıldan aklında kalan birkaç anıdan ibaretti. “Neden çocukken yaşadığımız şeyleri unuturuz ki” dedi yine. Bu sözü bu arabaya her bakışında tekrarlardı. Yoona ile ne kadar çok anı hatırlarsa bunun onu çok çok daha huzurlu hissettireceğini düşünüyordu.

“Bana geleceğim demişti. Ama hala ne gelen var ne giden” diye mırıldandı.

Küçükken annesine “Yoona geri geleceğim dedi” diye söylerdi ve her defasında da annesi “küçükken söylenen sözler unutulur” derdi ve artık annesinin sözüne inanmaya başlamıştı Siwon, çünkü Yoona’nın geldiği felan yoktu.
Dün gece geç yatmış olmanın verdiği yorgunlukla aklında küçük Yoona’nın birkaç hatırası ile birlike kendisini uykuya teslim etti.

İki çocukluk arkadaşı birbirinden habersiz uyuyorken belki de yine birbirilerinden habersiz geçmişteki bir anıyı rüyalarında görüyorlardı.

--
Yuri salona geldiğinde Yoona’nın uyuduğunu görünce üzerine odasından getirdiği bir battaniyeyi örttü ve son günlerde okuduğu kitabını eline aldı. O sırada çalan “Hands up” şarkısının Yoona’nın telefon zil sesi olduğunu biliyordu ve Yoona’nın uyanmaması için çantasından telefonu alarak cevap verdi.

Soran bir ses önce “merhaba” sonra da “kimsiniz?” dedi. Yuri arkadaşı uyanmasın diye telefon görüşmesine mutfakta devam etti.

Yaklaşık 2 saat sonra yoona gözlerini açtı ve yanıbaşında kitap okuyan arkadaşını gördü. “Uyumuş muyum?” dedi gözlerini açmaya çalışarak. Kendisine yüzünde gülümseme ile bakan arkadaşı “Uyumadın canım sadece horluyordun” diyince Yoona “Ben horlamam bir kere, kulağımla duymadığıma inanmam bilirsin” dedi gülerek. Yuri de elindeki kitabı kapatarak mutfağın yolunu tuttu ve giderken de eli ile sol taraftaki kapıyı gösterek “Lavabo orası, mutfakta bekliyorum” dedi.

No comments:

Post a Comment